TÜM ÜRÜNLERDE KARGO BEDAVA!
2023 HASADI
SİRİSTAT YAYLA BALI İÇERİK ANALİZ RAPORU
Bu Analiz Raporu Neleri İçerir?
Bu analiz raporu bal için kalite ve saflık değerlendirilmesi yapabilmek için gerekli parametre bilgilerini içerir. Prolin, diastaz, nem, PH, serbest asitlik, iletkenlik, HMF, Delta C13 değerinden hesaplanan C4 şekerleri oranı, şeker profili değerlerini analiz raporumuzda görebilirsiniz. Yayla balımızın analiz raporlarını pdf formatından buradan ulaşabilirsiniz.
2023 HASADI
SİRİSTAT YAYLA BALI KALINTI ANALİZ RAPORU
Bu Analiz Raporu Neleri İçerir?
Bu analiz raporu balımızda pestisit ve antibiyotik kalıntı taraması içindir. Tarımsal, kimyasal ve arı ilaçlarının pestisit kalıntılarının varlığınının 500'e yakın etken madde ile taranmasını aynı zamanda arı ilacı olarak kullanılan piyasada bulunan antibiyotik guruplarının kalıntısının balımızda bulunup bulunmadığına dair yapılan analizlerin sonuç raporudur.BAL ANALİZ RAPORUNDA NE NEDİR? NE ANLAMA GELİR?
Uzmanlar, kıvamına ve rengine bakarak, koklayarak hatta tadarak balın gerçeğini sahtesinden ayırt etmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Biz de işin içinde olan üreticiler olarak bunu sonuna kadar destekliyoruz. Balın hileli olduğunu ya da içeriğinde zararlı bir kimyasal madde olup olmadığını anlamanın tek yolu uluslararası kabul görmüş analizlerden geçer. Saf, gerçek, hakiki, doğal, organik, orjinal, en iyi bal olarak tanımlanan balların analiz raporlarını nasıl yorumlamak ve anlamak gerekir? Tabi ki bir çoğumuz bu teknik terimlerin ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Prolin, diastaz, HMF, şeker profili, sakkaroz, maltoz vb. teknik terimlerin anlamları bilinmediği zaman raporlar rakamlardan ibaret kalmaktadır.
Sektörde sadece bala ait bazı değişken parametreler ön plana çıkmaktadır. Bunlardan en bilineni prolindir. Fakat prolin bal için tek başına bir kalite kavramı değildir. Ve değişken bir parametredir. 2015 yılında başlayan arıcılık çalışmalarımızda her yıl aynı flora içinde aynı zamanlarda arıcılık çalışmaları yürüttük. Ama her yıl hasat ettiğimiz balların analiz değerleri değişkenlik gösterdi. Buda bizlere şunu göstermektedir ki mevsimsel etkilerin balın içerik yapısı üzerinde %100 etkisi bulunmaktadır. Güncel raporlar bu yüzden önem arzeder. Bir bala ait tek bir parametre o balın objektik değerlendirilmesini sağlamaz o yüzden ulasal ve uluslararası kabul görmüş analiz raporları gereklidir.
Analiz raporu olan her bal saf bal demek değildir. İyi bal, orijinal bal, organik bal, hakiki bal, gerçek bal, saf bal gibi kavramları tanımlayabilmek için raporlarda kullanılan değerlerin, kelimelerin ve rakamların anlamlarını bilmek gereklidir. Önemli olan o kağıttaki değerlerin gerçek bal için gerekli kriterleri taşımasıdır. Ballar arasında kalite karşılaştırması ancak bu değerlerin doğru bilinmesiyle mümkündür. Bir bala analiz raporu verilmesi o balın iGördüğünüz balla ilgili raporların düzgün bir biçimde değerlendirebilmeniz ve kıyaslama yapabilmeniz için bu rakamların ne anlama geldiğini örnekleriyle sizlere açıklamaktayız. Çünkü biz herşeyin şeffaf olanını seviyoruz. Tüketicimizi, gerçek bal severleri doğru bilgilendirmek istiyoruz. Çünkü biz siziz, siz bizsiniz.
YAYLA BALI ANALİZİ 1; PROLİN NEDİR?
Prolin değeri balın gerçekliğinin, kalitesinin ve antioksidan aktivitelerinin belirlenmesinde kullanılan parametrelerden biridir. Prolin değerinin yüksekliği balın florasıyla da bağlantılıdır. Türk Gıda Kodeksine göre akasya balı için limit değer 120'dir. 120 den aşağı olan bal sahte veya tağşiş edilmiş bal olarak kabul edilir.
PROLİN NEDİR? Bal, protein kaynağı olan doğal bir besindir. Prolin; proteini oluşturan 20 aminoasitten biridir. Prolin değerlerine üretim aşamasında etki eden birçok faktör vardır bitki çeşitliliğinden, yapay beslemeye, balın olgunlaşma kalitesine kadar bir çok etmen prolin değeri üzerinde rol oynar. Prolin balın vitamin mineral kalitesini gösteren bir parametredir. En iyi bal diyebilmek için prolin tek başına bir parametre olmasada iyi ballar yüksek prolin değerine sahiptir.
YAYLA BALI ANALİZİ 2; DİASTAZ NEDİR?
Dünya bal ticaretinde balda kalite kriteri olarak uzun bir zamandan beri kullanılan en önemli iki biyokimyasal kriterin balın HMF içeriği ve diastaz sayısı olduğu bildirilmektedir. (Fallico ve ark 2004).
Balın olgunlaştırılması esnasında bal arıları tarafından salgılanan diastaz enziminin varlığı, bir kimyasal tehlike değil, tam tersine istenen bir durumdur. Ancak bu enzimin aktvitesindeki düşüş, HMF maddesinin miktarının artışında olduğu gibi, balın aşırı ya da yanlış ısıtılmasının bir göstergesi olarak kullanılmaktadır (Doğan 2013). Aşırı ısı işlemi uygulanmış ya da uzun süre depolanmış ballar ile taze balların ayırt edilmesinde bu ısı-zaman uygulamasını sınır değer olarak nitelendirmişlerdir.
Diastaz aktivitesi, ısı işlemi sonucu inaktive olmaktadır. Balda diyastaz kaybı istenmeyen bir durumdur. Ancak balda çok yüksek düzeyde diastaz bulunması da arzu edilmez. Balda yüksek düzeyde diastaz bulunması, yüksek asit oluşumuna dolayısıyla fermentasyona neden olmaktadır (Tolon 1999). Kaliteli bir balın diyastaz sayısı yüksektir.
TGK BİR BALDAKİ MİNİMUM DİASTAZ SAYISINI EN AZ 8 olarak belirlemiştir (Tolon Yapılan çalışmalarda sıcaklık ve depolama süresinin artmasıyla baldaki HMF içeriğinin arttığı ve diastaz sayısının azaldığı bildirilmektedir (Çınar ve Ekşi 2012). Depolamanın HMF miktarı üzerine önemli bir derecede etki ettiği ve arttırdığı, diastaz aktivitesi üzerinde daha az etki göstermekle birlikte sayısında azalmaya sebep olduğu bildirilmektedir (Yılmaz 1994). Diastaz sayısı yapılan analizlerde balda çok kolay saptanmakta ve BALIN ISI İŞLEMİNE TABİ TUTULUP TUTULMADIĞININ belirlenmesinde kullanılmaktadır. Ancak diastaz sayısı balın içerdiği polenin protein miktarı ile diğer maddelere bağlı olarak da değişiklik gösterebilmektedir. Isıya maruz kalan ballarda diastaz sayısı hızla düşmekteyken, diastaz sayısı yüksek ballarda yüksek asit oluşumuna bağlı olarak daha hızlı fermantasyon gerçekleşmektedir (Tolon 1999, Doğan 2013).
Özetle diastaz uzmanlarca balın ısıl işleme tabi tutulup tutmadığının, taze veya bayat olduğunun, balın olgunlaşıp olgunlaşmadığının göstergesi olan bir parametre olarak kullanılmaktadır.
YAYLA BALI ANALİZİ 3; RUTUBET-NEM NEDİR?
Balın tipik tatlılık ve sağlığa uygunluğunu sağlayan şekerler yeteri kadar yüksek konsantrasyonda olduğunda fermantasyon başlamamaktadır. Su oranı %20 ve daha yüksek olduğunda fermantasyon şekillenirken bu değerin altında olduğunda normal şartlarda fermantasyon ihtimali de yok olmaktadır. Fermantasyon sonucu oluşan asetik asit ve karbondioksit balın tadını ve rengini bozduğundan ballardaki maksimum su oranı %20 olarak tespit edilmiştir.
Genel olarak dağ balları, ova ballarından daha az nem içerirken FAZLA NEM BALIN OLGUNLAŞMADIĞINI GÖSTERMEKTE, bu da balın yüzey mayalanması tehlikesini doğurmaktadır. YANİ BALDA %20 DEN FAZLA SU VARSA BAL EKŞİR. Su oranı düşükse EKŞİME olmaz. Eğer bal olgunlaşmadan hasat edilirse ekşimemesi için ısıl işleme tabi tutularak balın fazla suyunun uçurulması gereklidir. Buda hmf oranını yükseltirken. Diastaz ve prolin değerlerinin düşmesine sebebiyet verir. O yüzden bir balın hasat zamanı önemlidir.
YAYLA BALI ANALİZİ 4; İLETKENLİK NEDİR?
Çiçek balı ile salgı balı arasındaki farklılığı belirlemede kullanılan en önemli ölçüt elektrik iletkenliğidir. Elektriksel iletkenlik, balın elde edildiği bitki kaynağı ile içerdiği kül oranının belirlenmesinde kullanılan bir özelliktir. Balın asitliği ve kül içeriği artıkça elektriksel iletkenliği de artmaktadır.
Salgı ballarının elektriksel iletkenliği 0.8mS/cm’den, kül miktarı ise %0.5’den daha yüksektir. ? Elektriksel iletkenlik balın orijinini belirlemekte etki eder salgı balları olarak bilinen meşe, çam gibi ballarla çiçek ballarınn iletkenlik değerleri farklıdır. Yani elektriksel iletkenlik oranına bakarak balın çiçek veya salgı balı olduğu söylenebilir.
YAYLA BALI ANALİZİ 5; PH NEDİR?
Bal; tipik asitli bir ortam olup, genel olarak pH değeri 3,20–4,50 arasında değişmektedir. Bu asitlik temel olarak, nektarın olgunlaşması sırasında enzimin etkisinin sonucunda meydana gelen glüktonlakton / glükonik asit içeriğinden kaynaklanmaktadır (White 1975). BALIN PH DEĞERİNİN DÜŞÜK OLMASI, BİRÇOK BAKTERİ TÜRÜNÜN VE ÖZELLİKLE HAYVANSAL KÖKENLİ PATOJEN BAKTERİLERİN GELİŞİMİNİ ENGELLEMEDE ETKİLİDİR. Çünkü bu tür bakterilerin optimum gelişim pH değerleri genel olarak 7,2–7,4 arasında değişmektedir (Molan, 1992). Balın pH değeri, içindeki farklı asitlerin miktarı ve mineral (kalsiyum, sodyum, potasyum ve diğer kül bileşikleri) içeriği ile ilişkilidir. ?. Ayrıca yurtdışında tedavi amaçlı kullanılan balların PH değeri yara ve yanık tedavilerinde önem arzetmektedir.
YAYLA BALI ANALİZİ 6; SERBEST ASİTLİK NEDİR?
Balda en fazla bulunan asit bileşimi glikozoksidaz enziminin faaliyeti sonucu meydana gelen glikonik asittir. Diğer asitlerin kaynağı pek bilinmemektedir. Balın asitliği mikroorganizmalara karşı stabilitesini arttırırken, arılar bala formik asit ilave ederek balın olgunlaşmasına yardım ederler. Balda yüksek asit değerinin tespit edilmesi, zamanla fermentasyona uğradığını, sonuçta alkolün bakteriyel etkilerle asetik aside dönüştüğünü göstermektedir Yapılan araştırmalarda ülkemizde bu değe 12-40 arası çıkmaktadır. Minimum ve maksimum oranlar değil bu orta değerler asitlik değeri için idealdir. Türk gıda kodeksine göre maksimum değer 40 olmalıdır.?
YAYLA BALI ANALİZİ 7: HMF NEDİR?
HMF, ısı işleme sonucu indergen şekerler ve aminoasitler arasındaki tepkime ile oluşan ve birçok mamulde aşırı ısı uygulamasını önlemek için miktarı sınırlanan bir bileşiktir. Bu sınır balda en çok 40 miligram/kilogram dır.
Bir başka tanıma göre pişirme yada siterilizasyon esnasında gıdalara uygulanan ısı işlemeleri sonucu indirgen şekerlerin, aminoasitlerle oluşturduğu ve enzimatik olmayan "Maillard reaksiyon” neticesinde oluşan en temel ana üründür. HMF’nin sitotoksik, genotoksik ve tümörijenik etkileri olduğu tespit edilmiştir. İnsan sağlığı için zararlı kabul edilir. HMF işlem sırasında ısıltılmakla oluştuğu gibi uzun süre bekletilen ballarda da zamanla oluşabilmektedir.
Balda HMF oluşumu PH, sıcaklık, ısıtma süresi ve şeker konsantrasyonuna bağlı olduğundan balın kalitesini belirlemede kullanılan en önemli kriterlerdendir.
HMF taze ballarda hiç yoktur veya az miktarda bulunur. Balın uzun süre depolanması ve yüksek sıcaklıkta ısıtılması sonucu bu oran 30-40 miligram/kilograma yükselirken bazen bu sınırları da aşabilmektedir. Bu oranın 40 miligram/kilogram dan büyük olması bala invert şeker katıldığının bir belirtisi de olabilir. Çünkü doğal ballarda hmf oranı ya çok düşüktür veya hiç yoktur.
YAYLA BALI ANALİZİ 8; FRUKTOZ+GLİKOZ
Balın içindeki fruktoz ve glikoz tıpkı meyvelerdeki şeker gibi doğal olan şekerlerdir. Bu şeker türü mısır veya başka türevlerden endüstriyel işlemlerle elde edilen glikozla karıştırılmamalıdır. Fruktoz+glikoz oranının belirtilen limitler içinde olması bala sonradan ilave benzer şekerlerin katılmadığının göstergesidir.
Türk Gıda Kodeksine göre 100 gr için en az değer 60 olmalıdır.
YAYLA BALI ANALİZİ 9; FRUKTOZ/GLİKOZ ORANI
Özellikle çiçek balları zamanla kristalize olmaktadır. Kristalizasyon balın su içeriği ile bünyesindeki fruktoz ve glikoz şekerleri arasındaki oranla ilgilidir. Fruktoz/Glikoz oranı yükseldikçe balın kristalleşme eğilimi azalmaktadır.
Genel olarak baldaki fruktoz miktarı glikozdan fazladır. Eğer glikoz miktarı fruktoz miktarına yaklaşırsa bal çabuk kristalleşir, aradaki fark büyürse geç kristalleşir, kristalleşme uzar. Kodekste yer alan oranların dışına çıkmak bala glikoz katkısı anlamına gelebilir.
Türk Gıda Kodeksine göre 1,2-1,85 arasında olmalıdır.
YAYLA BALI ANALİZİ 10: SAKKAROZ NEDİR?
Sakkarozun baldaki miktarı balın olgunlaşma derecesine ve nektarın bileşimine göre değişirken, çok erken hasat edilen olgunlaşmamış ballar fazla miktarda sakkaroz ihtiva ederler. Türk Gıda Kodeksine göre Sakkaroz oranı en fazla %5 olmalıdır. Sakkaroz şekeri evlerimizde kullandığımız beyaz sofra şekeridir. Sakkaroz oranın fazla çıkması arıların şeker ile beslendiğinin göstergesi olabilmektedir.
Olgunlaşmamış balda sakkaroz fazla glikoz daha az olduğu için kristalleşme yavaş olurken olgunlaşmış ballarda ise daha az miktarda sakkaroz bulunur veya hiç olmaz. Sakkaroz oranı 0 olan balları tercih etmek idealdir.
YAYLA BALI ANALİZİ 11; ŞEKER PROFİLİ MALTOZ NEDİR?
Doğal bir balın içerisinde fruktoz, glikoz ve bazı çeşitlerde sakkaroz gibi şeker bileşenleri bulunmaktadır. Bu şeker gruplarının Türk Gıda Kodeksi’ne göre balda izin verilen Maltoz %4 tür.
Balın içinde bulanan maltoz doğal bir şeker türüdür.
Ülkemizde kullanılmasa bile çin ve diğer asya ülkelerinde pirinç kaynaklı maltoz şekeri kullanımı yaygındır. Bu yüzden baldaki tağşişi ve sahteciliği önlemek için maltoz şekeri de bir saflık parametresi olarak kabul edilmiştir.
YAYLA BALI ANALİZİ 12: DELTA C13, C4 ŞEKERLERİ ORANI NEDİR?
Bal saf mı, gerçek mi, doğal mı, hakiki mi, organik mi? İşte bu sorunun cevabını oluşturacak parametrelerden biri de bu analizdir. Mısır şurubu veya şeker kamışı şekerlerin tespiti için bu analiz yapılmaktadır.
Türk gıda kodeksine göre balda C4 şekerler oranı limiti %7'dir. Bu değerler üzerinde olması balda tağşiş olduğu anlamı taşır. Çiçek balları içinde C4 şekerleri oranı 0 olarak görülebilir. Fakat salgı ballarında çam balı, meşe balı, sedir balı gibi ballarındada c4 değeri pozitif değerler görülür. Balın içinde c4 şekerleri çıkması o balın tağşiş edildiği anlamı taşımaz. Çiçek balına çam, meşe, sedir gibi salgı balları karışırsa bu durumda da salgı balı kaynaklı balda c4 şekerleri gözlemlenebilir.
Günümüz teknolojik gelişmelerine rağmen salgı balllarının yapısında neden c4 şekerleri çıktığı hala net olara açıklığa kavuşturulamamıştır.
Bal üretimi yapılan flora içinde arılar hem çiçeklerden hemde salgı balı kaynağı ağaçlardan, çam, meşe, sedir gibi bal toplarsa bu ballarda da c4 şekerleri pozitif değerlerle gözlemlenebilir.
Karbon İzotop Analiz Yöntemi C4 nedir?
Karbon atomu doğada üç farklı izotop halinde bulunur. Bunlardan karbon 12 (12C) izotopu do- ğada %98,93 oranında, karbon 13 (13C) %1,07 oranında, karbon 14 (14C, radyoaktiftir) ise sadece %0,0000000001 oranında bulunur. Yarılanma süresi 5730 yıl olan 14C izotopuyla analiz, jeografide ve biyoloji biliminde karbon yaş tespiti analizlerinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.
Sahte bal tespitinde kullanılan teknik ise, bitkilerde fotosentez sonucunda doğal olarak bulunan C3 ve C4 arasındaki izotop oranı farklılıklarına dayanır. Hileli balda kullanılan sağlıksız şeker şuruplarının ana kaynağı olan mısır ve şeker kamışı gibi bitkiler, fotosentez süresince C4 metabolik karbon döngü- sünü kullanır, oysa balarılarının nektarlarını topladığı bitkiler fotosentez sırasında C3 metobolik döngüsünü kullanır.
C4 bitkilerinin C13 değeri, balın C13 değerinden farklıdır ve Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği'nde C13 oranı bal için bir kalite ölçütü olarak yer alır. EA-IRMS (Elemental Analysis – Isotope Ratio Mass Spectrometry) cihazı ile yapılan13C/12C oranı analizi ile balda bulunan C4 şeker miktarı tespit edilir. Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği Bal Tebliği’ne (2005/49) göre çiçek balındaki protein ve ham bal delta C13 değerleri arasındaki fark -1 veya daha pozitif bir değer, protein ve ham bal delta C13 değerlerinden hesaplanan C4 şekerleri oranı ise en fazla %7 olmalıdır. Bu değerlerin dışına çıkan ballarda taklit ve tağşiş yapıldığı kabul edilir.
Sahte ballar, doğal arı ürünleri dışında maddeler kullanılarak bala benzetilen ve piyasaya sürülen tamamen hileli ürünlerdir ve tüketiciyi aldatmaya yöneliktirler:
- Arısız yapay bal (mısır ve şeker şurubuna bal enzimi katılır)
- Şekerli bal (arıya şeker şurubu veya glikoz verilir)
- Tağşiş (gerçek balla sahte bal karıştırılır)
Halk arasında şekerli bal olarak ifade edilen şey, arının balı sadece çiçeklerden elde ettiği nektardan değil de kovanın önüne veya içine konan ilave şeker şurubundan veya gilikozdan elde etmesi ile üretilen baldır, ki bu ballar az veya hiç çiçek özü içermediğinden tüketiciye faydası tartışılır.
Tüm bu uygulamalar balda sahteciliğe girer ve doğal bal adı altında satışa sunulamaz.
Bala hiçbir katkı maddesi katılamayacağı ve balın insan sağlığını tehdit eden düzeyde hiçbir madde içeremeyeceği Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’nde açıkça belirtilmiş Günümüzde sahte balın tespitinde bal-5spektroskopik yöntemler (IR, FT-Raman, NMR, SNIF-NMR, UV-VIS), izotopik yöntemler (IRMS, SCIRA), kromatografik yöntemler (TLC, HPLC, GC), elektroforetik yöntem, viskozite ve iz element analizi, atomik absorpsiyon ile sodyum/potasyum oranı belirleme, polen ve prolin analizleri, taramalı diferansiyel kalorimetre (DSC), turbidometre, kolorimetre kullanımı gibi analiz yöntemleri kullanılıyor. En yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri ise karbon izotop 13C/12C oranı analizidir
BAL KALINTI ANALİZ RAPORUNDA NE NEDİR? NE ANLAMA GELİR?
Saf, gerçek, hakiki, doğal, organik, orjinal, en iyi bal olarak tanımlanan balların analiz raporlarını nasıl yorumlamak ve anlamak gerekir? Tabi ki bir çoğumuz bu teknik terimlerin ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Prolin, diaztaz, polen tür, balda şeker oranı gibi kavramlar anlamları bilinmediği zaman rakamlardan raporlar rakamlardan ibaret kalmaktadır. Analiz raporu olan her bal kaliteli iyi bal demek değildir. Bu yüzden iyi bal, orijinal bal, organik bal, hakiki bal, organik bal, gerçek bal, saf bal gibi kavramları tanımlayabilmek için raporlarda kullanılan değerlerin, kelimelerin ve rakamların anlamlarını bilmek gereklidir. Ballar arasında kalite karşılaştırması ancak bu değerlerin doğru bilinmesiyle mümkündür. Gördüğünüz balla ilgili raporların düzgün bir biçimde değerlendirebilmeniz ve kıyaslama yapabilmeniz için bu rakamların ne anlama geldiğini örnekleriyle sizlere açıklamaktayız. Çünkü biz herşeyin şeffaf olanını seviyoruz. Tüketicimizi, gerçek bal severleri doğru bilgilendirmek istiyoruz. Çünkü biz siziz, siz bizsiniz.
YAYLA BALI KALINTI ANALİZİ 1: PESTİSİT KALINTISI NEDİR?
Analizlerimizden en önemlilerinden biri pestisit analizi. Yani tarımsal veya kimyasal kalıntıların balda olup olmadığına dair yapılan analiz.
Pestisit, zararlıları kontrol etmek için kullanılan herhangi bir ajan veya tekniği kapsayan şemsiye bir terimdir. Burada zararlılardan kastedilen, insanların besin kaynaklarına, ürünlerine zarar veren, hastalık yayan böcekler, mantarlar, yabani otlar, yumuşakçalar ve solucanlar olabilir. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, dezenfekten veya herhangi başka bir uygulamayı kapsar.
Pestisitlerin Balla Nasıl İlişkisi Var? Bitkilerde böcekleri, bakterileri ve arıya zarar veren bazı zararlıları öldürmek, kontrol altında tutmak için kullanılan ilaçlar, kimyasallar balda pestisit riskini ortaya çıkarmaktadır. Arı, balı, poleni bitkilerin çiçeklerinden toplar. Nektar veya polen topladığı çiçeklerde pestisit varsa bu pestisitler bulaşma yoluyla kovana taşınır. İşte bu tarımsal ilaçların kalıntıları taşınma ve bulaşma yoluyla balda kalıntı bırakabiliyor.
Arılara zarar veren parazit veya zararlılarla mücedele etmek için kullanılan ilaçlarda pestisit riski taşır. Balda, petekte kalıntı bırakarak insanların pestisit riskine maruz kalmasına sebep olabilir.
Tarımsal Bitkilerden Bal Üretililebilir Mi?
Evet, ayçiçeği, kanola, kabak vb bitkiler bal üretimi yapılabilen tarımsal bitkilerdir. Uzmanlarca PESTİSİT sağlık için ciddi tehlike kaynağı olarak tanımlanmaktadır. Bir balın hakiki, saf, gerçek doğal, orjinal olarak tanımlanabilmesi için kalıntı analizlerinin temiz olması gereklidir. Özellikle ulusal ve uluslararası sertifika standartlarına göre organik balın içeriğinde hiçbir şekilde pestisit kalıntısı bulunmamalıdır. Pestisit kalıntıları günümzdeki en önemli gıda kirleticilerin başında gelmektedir.
YAYLA BALI KALINTI ANALİZİ 2: BALDA ANTİBİYOTİK KALINTI ANALİZİ NEDİR?
Analiz raporlarımızından 2.si antibiyotik kalıntı analizi. Bu analiz bal ve bal ürünlerindeki antibiyotik kalıntılarının izlenmesi, bu ürünlerin insan sağlığı üzerindeki potansiyel risklerinin değerlendirilmesine yardımcı olur.
Baldaki antibiyotik kalıntılarının varlığı, tüketicilerdeki mikrobiyel unsurların ilaç direncinin artmasına neden olabilir ve sonuç olarak bazı aşırı duyarlı kişilerde alerjik veya toksik reaksiyonlara neden olabilir. Artan halk sağlığı tehditleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün antimikrobiyal direncin insan sağlığına en büyük üç tehditten biri olduğunu ilan etmesini sağlamıştır. Bu veriler, arıcılık sırasında uygulanan antibiyotik tedavisi hakkında bir fikir vermektedir ve potansiyel çevre kirliliğinin antibiyotik kalıntılarıyla değerlendirilmesini sağlar. Gereksiz antibiyotik kullanımı insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler doğurur. Heleki şifa olsun niyetiyle tükettiğimiz gıdalarla antibiyotiğe maruz bırakılmak vicdanen kabul edilemez.
Bilimsel çalışmalarda göstermiştir ki aslında arıları antibiyotik kullanarak tedavi etmek mümkün değildir. Bilinçsiz arıcılık ve duyarsız arıcılık uygulamaları ve kulaktan dolma bilgilerle yapılan arıcılık çalışmaları sonucu günümüzde antibiyotik kalıntı riski giderek artmaktadır.
Ülkemizde arılarda antibiyotik kullanımı tamamen yasaktır. Fakat gerek denetim eksiklikleri gerekse sorumsuz arıcılık anlayışı sebebiyle üretilen birçok balda antibiyotik kalıntısına rastlanabilmektedir.
Arılıklarımızda antibiyotik vb. balda kalıntı bırakacak hiçbir ilaç kullanılmamaktadır.
Organik ürünler için standart yapılan analizler içinde antibiyotik kalıntı analizi de bulunmaktadır.
YAYLA BALI KALINTI ANALİZİ 3: BALDA NAFTALİN KALINTI ANALİZİ NEDİR?
Siristat Bal olarak peteklerimiz bal süzümü sonrasında -24 derecede şoklanarak korunur. Peteklerin korunması için naftalin veya benzeri hiçbir kimyasal madde kullanılmaz. Kullandığımız yöntem hem peteklerin sterile edilmesini hemde organik içeriğinin korunmasını sağlar ve bala zarar verecek hiçbir etkisi yoktur.
Şimdi eminim birçok kişi balda naftalinin ne işi var diyebilir. Herkes balda şeker var mı? diye sorar ama naftalin kalıntısını eminim çok kişi duymamıştır. Maalesef tüketiciler açısından bal ve arı ürünlerinde risk içeren kimyasallardan biri de naftalindir.
Naftalinin Bal ve Arıcılık İlişkisi Nedir?
Dışardan polenler vasıtasıyla kovana yerleşen güve yumurtaları uygun ortamı bulunca güveye dönüşür. Arılar kovanda bunları hemen imha eder, temizler. Fakat arı olmayan ortamda peteklerde güvelenme önlem alınmazsa kaçınılmazdır.
Arıcıllar her yıl balı süzdükten sonra bal süzülen petekleri tekrar kullanmak için gelecek sezona saklar. Ama bunlara tedbir alınmazsa güvelenir. Güvelenme peteklerde çok karşılaşılan bir sorundur. Maalesef Naftalin bu alanda kullanılmaktadır. Peteklerini güveden korumak için geçmiş dönemlerde yoğun biçimde naftalin kullanılmıştır. Bilinçsizce kullanılan naftalin güvelerden petekleri korur ama balmumuna geçer. Gelecek sezonda balla birlikte bala taşınır. Geçmiş yıllarda bu naftalin kullanımı o kadar yaygın hale gelmiştirki bu gıda kodeksine yerini almıştır. Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğinde naftalin için belirtilen kalıntı limiti 10 μg kg-1 dir. Yani kodekse göre naftalin olabilir ama belirli limit dahilindedir.
Petekleri korumanın doğal bir yolu varken sağlık riski oluşturacak yöntemlerin seçilmesini sebebi maliyetlerden kaçmaktır.
SOFRANIZA GELEN BALLA ANALİZ RAPORU SUNULAN BALIN AYNI BAL OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?
Bizleri yeni takip etmeye başlayan, yeni tanıyan gerçek, hakiki, saf, orjinal, doğal, organik balı arayan bal severlerin bizlere çokça sorduğu ve sizlerin de aklına gelebilecek bir soru var. Analiz raporları yayınlanan balla bize gelen balın aynı bal olduğunu nereden bileceğiz.?
Üretimden sofranıza gelen ürettiğimiz her ürünün bizzat takipçisi olan arıcı olarak sofranıza sunduğumuz her ürünün ilk kavanozundan son kavanozuna kadar aynı nitelik, nicelik, tat, aroma kriterlerine sahip olması için özel bir dolum ve paketleme yöntemi tercih ediyoruz.
Bir yıl boyunca çalışıp, didinip, sırtımızda taşıyıp en doğal ve en güzel floralarla arılarımızı buluştururuz. Arılarımız binbir çiçekten topladığı nektarı petek gözlerine en doğal haliyle depolayıp, üzerini sırlayıp, bu bal oldu diyince başlar balın sofranıza ulaşma serüveri. Olgunlaşan ve hasada hazır hale gelen balllarımız kovanlardan toplanır. Ballarımız gıdaya uygun ekipmanlar kullanılarak, hijyenik ortam ve koşullarda peteklerden süzülür. Bu süzme aşamasında balın doğal yapısını bozacak, bala zarar verecek hiçbir işlem yapılmaz, ekipman kullanılmaz.
Ballarımız hasat edildikten sonra, balımızdan analiz için numune alırız. Bu numune alımının hassas ve titiz bir biçimde yapılması gereklidir ki ürettiğimiz ürünün analiz değerleri doğru bir biçimde ortaya konulabilsin. Çünkü bal doğası gereği standardize bir biçimde üretilen bir ürün değildir. Mevsim içinde farklı zamanlarda açan çiçeklere, arının farklı yoğunlukta çalışması, kovanlar, petekler, hatta bir kovan içindeki farklı petekler üzerinde balın farklı türdeki çiçeklerden depolanmasına sebep olur. Bu yüzden kovandan kovana, petekten peteğe depolanan bal farklılık gösterir. Bizler balı sadece belirli bir kovandan veya hasat edilen. süzülen balın bir kısmından veya tek bir petekten analiz için numune alırsak analiz sonuçları homojen bir karışım olmadığı için doğru sonuçları yansıtmaz.
Sofranıza sunulan balın ilk kavanozdan son kavanoza kadar lezzet, aroma, vitamin ve mineral değerleri açısından aynı olması için gerek numune alımında gerekse dolum aşamasında hasat ettiğimiz tüm balın homojen bir biçimde harmanlanmasını sağlarız. Bu amaçla hasat edilip dinlendirme aşamasında dolumu bekleyen balımızdan tüm dinlendirme kaplarından eşit miktarda bal alınarak numune balı hazırlanır. Bu kavanoz hasat edilen balımızın laboratuvar analizi için laboratuvara gönderilir. Burada balımız polen tür, şeker profili, şeker kalıntısı, pestisit, kalıntısı, ilaç kalıntısı, prolin, diastaz değeri gibi 15 kalemden oluşan birçok analize tabi tutulur. Üniversite laboratuvarları veya özel akredite labaratuvarlarda yapılan bu analizlerlerin raporları siz değerli müşterilerimizle bilgisine sunulur ve şeffaf bir biçimde paylaşılır.
Analiz raporu alınan ballar yine dolum aşamasında tek bir parti halinde tıpkı numune alımında olduğu gibi tüm dinlendirme kaplarından eşit miktarda alınıp dolum kazanına aktarım yapılarak kavanozlara doldurulur. Analize gönderilen ballarımızla dolum yapılan balımız bu yüzden ilk kavanozdan son kavanoza kadar aynı değerleri taşır.
Bekleriz, Okuruz, Cevaplarız.
2015 yılında başlayan serüvenimiz boyunca en çok yaptığımız olay sorgulamaktı. Sora sora Bağdat'ı bulamadık ama yüksek nitelikli saf ve kaliteli arı ürünleri üretmeyi, paylaşmayı, bizlerle aynı arayışta olanları arının şifasıyla buluşturmayı başardık.
Sorgulamakla geçen süreçte o kadar çok şey öğrendik ki bunları anlatmak için çaba sarfediyoruz. Ama olaki izah edemediğimiz, gözümüzden kaçan, acaba dediğiniz, aklınıza takılan veya sorgulamak istediğiniz herşey için BİZE YAZIN.
Siz yeter ki bize yazın, sorular sorun, irdeleyin, araştırın. Bildiğimizi anlatmayı, bilmediğimizi araştırmayı, elimizden geldiğince cevap sunmayı görev biliriz.
Belki sizi de arıcı yaparız:)))