TÜM ÜRÜNLERDE KARGO BEDAVA!
Gerçek Balın Üretim Serüveni
3 Kovandan Türkiye'nin En İyi Balı, Üreticisi, Markası Olma Yolunda Bir Arıcı

2015 yılında gerçek balı kendimiz ve ailemiz için üretmek için başladığımız bu yolda müşterilerimiz bizi Türkiye'nin en iyi bal üreticisi olarak tanımlıyor. Biz asla en çok balı üreten arıcı olma yarışı içinde olmadık.
Ama ürettiğimiz ürünlerin miktarına değil niteliğine önem verdik. Kendimiz ürettik, kendi ürettiklerimizi kendimiz ambalajladık, ürettiğimiz arı ürünlerini kendi markamızla satışa sunduk. Butik üretim ürünlerimizi zamandan, olumsuz koşullardan korumak için kimseye emanet edemedik. Onun için özel ambalajlar tasarladık. Doğru koşullarda sakladık, değerini kaybetmeden sofralara bal severlere ulaşsın istedik. Çünkü bal bizim için kahvaltılık basit bir gıda değildi. Başladığımız ilk günden bizim için beri bal demek şifa demekti. Tatlıya değil şifaya, ticarete değil paylaşmaya taliptik.
Ürettiğimiz ürünlerin satışa sunulması fikrinin doğması ile arı ürünlerinin piyasasını araştırdığımızda gördük ki aslında piyasanın çoğunluğu aracı firmalardan oluşuyordu. Neredeyse hiçbiri bal üretmiyor, arıcılardan aldıkları ürünleri pazarlıyordu. Biz bu yolu seçmedik. Çünkü bizim ürününüzün niteliği ve değeri başka arıcılardan alınan yüzlerce ton balla aynıydı. Üstelik bizim üretim modelimizde yani saf ve organik içerikli kaliteli balı üretmek için harcanan mesai ve maddiyatın aracı firmalara bal satışı yaparak karşılanması mümkün değildi. Endüstriyelleşen gıda sanayisi çok üret çok kazan mantığı ile ilerlemekteydi. Ve üst kalite ürünler için bir talepleri yoktu, paraları da.
Bizde hedeflerimizi büyüttük Türkiye'nin en iyi bal üreticileri arasında olmak için üretim planımızı yeniden gözden geçirdik. Masraflarımızı düşürmek ürünlerimizi direk kusursuz bir biçimde müşterilerimize sunabilmek aynı zamanda üst kalite arı ürünlerini tüketici ile uygun fiyata buluşturabilmek için online ve sosyal medya kanallarını seçtik. Kendi bal sağım, dolum, ambalajlama ekipmanlarımızla tesisimizi oluşturduk. Bu sayede arılığımızdan aldığımız ürünlerimizi kendimiz hasat ettik, kendimiz ambalajladık, kendimizin satış kanalları üzerinden müşterilerimize ulaştırdık. Bununla da yetinmedik arılarımızı ıslah ettik, kovan sayımızı arttırdık. Müşterilerimizden gelen yoğun taleplerle ürün çeşitliliği yoluna gittik. Başladığımız günden beri ürettiğimiz yayla balımızın yanına polifloralı bal, akasya balı, krem bal çeşitlerini ekledik. Bu ürünlerin hiçbirini dışardan satın almadık.
Türkiye'nin en iyi bal üreticisi olmak demek üretmekten geçiyordu. Ve kendimizi doğru ifade edebilmekten. Aslında bilinen birçok en iyi bal üreticisi markası kendisi üretmiyor arıcılardan alıp satıyordu. Kendi ürettiğini kendi satan bir marka yani gerçek anlamda bal üreticisi zaten çok azdı.
Balın ticaretini yapmakla balın üretimini yapmak arasında büyük farklar var. Satış yapıyorsanız talepler ardı sıra geliyor Mesela çam balı isteyen müşteri de çıkıyor kestane balı da. Yok diyoruz çünkü üretmediğimizi elimizin değmediği, gözümüzün görmediği ürünün satışını yapmıyoruz. Herkese bal satmaya çalışmak veya her tür balı satmaya çalışmak üretimin denetlenememesi anlamına geliyor. En iyi bal markası olmayı hak etmek içinse ürettiğiniz ürünün tüm detaylarını bilmeniz gerekiyor. Marka olmak demek süreklilik, denetim, memnuniyet, şeffaflık demek.
Üretim imkanlarımız yeterli seviyeye ulaştığı zaman sadece bal üretmekle kalmadık arıcılıkta en zor üretim sürecine sahip olan arı sütünü de kendimiz ürettik. Yerli, saf, taze arı sütü. Polensiz olmaz dedik saf taze arı polenimizi de kendi arılıklarımızda üreterek müşterilerimiz sofralarına sunduk.
Ballarımız, arı sütümüz, arı polenimiz yani ürettiğimiz her şey kovandan çıktığı haliyle türecilerin sofralarına geldi. Endüstriyel işlemden geçmeden, raf ömrü uzatılmadan ve en önemlisi en taze haliyle. Ürettiğimiz ürünleri hasat sonrası zarar görmeyecek biçimde olması gerekli koşullarda sakladık ve depoladık. Çünkü bal ve arı ürünlerinin yanlış koşullarda depolanması bile onların niteliklerini düşürüyordu.
Biz arılarımızı aşkımız gibi ürünlerimizi çocuklarımız gibi sevdik. Müşterilerimizi ailemiz bildik. Ailemiz için gerçek bal üretmek için 2015 yılında başladığımız bu yolda her aşamayı en şeffaf biçimde aktardık, anlattık. Sosyal medya kanallarımızı arının şifasını herkesin tanıması için kullandık. Bizce Türkiye'nin en iyi bal üreticisi veya Türkiyenin en iyi bal markası olmak demek arının ve arı ürünlerinin mucize dünyasını insanlara tanıtmak demekti. Ürettikleri ile insana değer verirken, bilgi vermek, doğayı yok etmemek demekti. Arı ürünleri ürettiğimiz alanların bitki florasına katkı sağlamak için ağaçlandırma, tohumlama çalışmalarını sürekli yapıyoruz. Ürünlerimizin paketlenmesinde ekolojik ambalaj modelini geliştirdik, plastik kullanımı minimize ederek ambalajlama ürünlerinde geri dönüşümlü kâğıt ve ambalaj ürünleri tercih etmekteyiz.
2015 yılında başladığımız en iyi balı üretme, en iyi balı üreten üretici olma yarışımızda bizlerin yanında olan verdikleri destekle, emeğimize gösterdikleri değerle bizlerin üretim ateşini körükleyen değerli müşterilerimize sonsuz teşekkürleri sunarız. Sizlerin görüşleri beğenileri bizim için her zorluğu aşmakta en büyük destek noktası. Bu güvenin omuzlarımıza yüklediği yükün her zaman farkındayız. Sizlerin sofralarına hep daha iyisini sunmak için çalışıyoruz çalışacağız.
Afiyet Şifa Olsun Diye En Saf Haliyle…
Butik arı ürünleri üreticisi ARICI olarak kendi ürettiklerimizi sizlere sunmayı, küçük ama nitelikli üretici kalabilmeyi amaçlıyoruz. Bizler en çok bal satan değil, en iyi balı satan butik üretici, nitelikli üretici, Türkiye'nin en iyi bal markası kim diye sorulduğu zaman Siristat olarak en iyi bal markaları sıralamasında adımızın yazılması yarışındayız
Saf, katkısız, gerçek balı üretmek için 2015 yılında 3 kovanla başlayarak devam eden bu serüven, bugün yüzlerce kovanla 3 farklı lokasyonda bulunan arılığımızla devam etmekte. Her yıl binlerce kilometre yol katedilerek en özel ve doğal floralarda arıcılık yapmaktayız.
Bu uzun ve zahmetli üretim süreci içinde üretim tekniklerimizde, arı bakımlarımızda her zaman için doğal ve organik yöntemleri tercih etmekteyiz. Ballarımızda kimyasal kalıntı oluşmaması için üretim alanlarımız tarımsal, çevresel, kentsel, sanayi kaynaklı kirlenmelerden uzak alanlar olarak seçiyoruz. Üretim alanlarımızda belirlerken balın içerik değerlerini yükselten şifa dolu bitkilerle dolu, tek tip yerine karışık türleri barındıran (poliflora) doğal alanları tercih ediyoruz. Tarımsal ilaç ve GDO riski sebebiyle tarımsal üretim ürünleri (ayçiçeği, kanola, mısır vb) bal üretim alanlarımız için tercih etmiyoruz. Tüm üretim tekniklerimiz ve üretim alanlarımız için balın zerresine zarar verecek hiçbir koşul tercih edilmezken, tüm riskleri sıfırlamak, olası bulaşma risklerini sıfıra indirmek için arılığımızda sıkı bir kalıntı yönetimi yapmaktayız. En iyi, kaliteli balı üreten marka olmak için çiçek çeşitliliği, dışardan katkı, karışım olmaması, üretim yöntemleri, doğal kaynaklar önemlidir. Arı ilaçları kalıntısı taşımaması, tarım ilaçları kalıntısı taşımaması, prolin, diastaz, HMF değerleri gibi birçok etmen bir araya gelirse balın gerçek, katkısız ve kalıntısız halinin sofranıza sunulması mümkün olabilir. Tüm bunları uygulayarak arılığımızdan hasat ettiğimiz balımızı karışımsız olarak, hiçbir endüstriyel işleme tabi tutmadan, filtrelemeden, pastörize etmeden, hijyenik koşullarda ambalajlayıp, ilk günkü değerlerini, tazeliğini sofranıza gelene kadar koruması için özenle muhafaza ederek sizlerin sofralarına sunuyoruz.
Bizce üretmek, sadece para kazanmak için doğayı, canlıları sonsuz şekilde tüketmek değil, hayatımızı sürdürmemize yarayan, bize hizmet sunan tüm doğayı, canlıları koruyarak, yenileyerek, zarar vermeyerek beraber karşılıklı fayda sağlama anlayışıdır. Bu yüzden arının bize sunduğu şifa dolu arı ürünlerinde payı olan havayı, suyu, doğayı arıyı ve daha birçok etmeni koruyarak, gözeterek, israf etmeyerek, yenileyerek yolumuza devam ediyoruz.